Takıştırmayı Yakıştıramadıklarımız

Takıp takıştırmanın, türlü çeşit yüzük, bilezik, kolye takmanın yakıştığı tek adam Barış Manço’ydu. Erken gitti ve onunla beraber bütün yüzükler, bilezikler, kolyeler gömüldü.
Bu yüzden olmuyor beyler, olmuyor.
Sabah evden çıkarken, ‘bu kolye bu gömleğe gider mi’ diye düşünüyorsunuz anlamıyorum.
Her gün üstünüze giydiğinize göre değiştirdiğiniz yüzükler, bilezikler, kolyeler içinde kokoş duruyorsunuz.
Tüm o takıp takıştırdıklarınızla nasıl bir hayatınız var ?
Mesela hobi olarak takı yapan anneniz sizi arayıp "oğlum sana çok güzel bir kolye yaptım, bir akşam uğra al" mı diyor ya da siz kız arkadaşınızı arayıp "canım sende bileziğimi unutmuşum" mu diyorsunuz.
Tüm o takılarla nasıl bir hayat yaşıyorsunuz?
Sabah aynanın karşısında kolyenizin kopçasını takarken aklınızdan geçenleri merak ediyorum.

Cazibe E. Marmara
Yazar

Filtre Kahve ve Dünya Görüşü

Çamların deniz kenarına uzandığı lokantaya oturduk. Gülümseyerek gelen garsondan filtre kahve istedim. Yok!
Harfleri Veriyorum Kelimeyi Bulun

Bir röportaj okudum, hayatım değişti. Hemen babamı aradım.
İspanyol

Hergün saat 14.00- 16.00 arası eve gidip, uyumak, ayaklarını uzatıp yayılmak isteyen bir İspanyol var içimde.
Geçmiş Benden Giderek Uzaklaşıyor

Kışın çocukken bisikletime atlayıp terkedilmiş plaja giderdim. İnsanlar, şezlonglar, tekneler yok. Bomboş bir kumsal.
Boşver Be Güzelim

Hayatınızda ne kadar boktan şey olursa olsun, kalabalık arkadaş grubuyla yenen bir yemek bütün dertleri unutturur.
El Sallayan Taksi Şöförü

Bugün bir taksi durdurmak için elimi salladım. Taksi şoförü de bana elini sallayarak geçti.
Görme Biçimleri

Bir sanat eserine baktığım zaman sanatçının ne anlattığından çok, eserin bana ne hissettirdiği ile ilgiliyim.
O Bön Bakışından Öperim

Soruyu değiştiriyor, farklı şekillerde soruyordum ama kimse cevap vermiyor, herkes yüzüme bön bön bakıyordu.
Nohutlu Pilav

İçimde gazinoda assolistin adının, neon ışıklarla yanması gibi ‘l"bu şehri seviyorum" ışığı yanıp sönmeye başladı.
Ne Kadar Hayattan Ne Kadar İntikam

Yine yeniden bir Orhan Pamuk kitabını hayran hayran okuyorum. Manzaradan Parçalar.
Severek Takip Ediyoruz

Daha başka neler görebiliyorlar sorusu hala kafamı kurcalıyor. O günden beri Digitürk kutusunun önünde pek yayılarak oturmuyorum. Ne olur ne olmaz.
Kobalt Mavi'yi Yakalamak

Geçen gün bir belgeselde izi sürülen konu kobalt maviyle çözüldü. Herkes belgesel izliyor da ben gerçekten izliyorum.
Bir Vize Macerası

Yıllar önce Yunanistan vizesine başvurdum. O zamanlar daha Schengen dünyası vize ofisi yoktu. Yorgo vardı.
Taku Şefik

Uzun sürmüş bir yolculuktan döndüğümde evimin kapısında birikmiş zarflar, faturalar arasından elektrik faturasının altındaki rakamı görünce düşüp bayılıyordum.
Kahvaltı En Sevdiğim

Umutsuzca bir adamın ilk yemek olarak beni bir akşam kahvaltıya davet etmesini bekliyorum. Olmuyor.
Türk Erkekleri Neden Ölüyor?

Yapılan bir araştırmaya göre, Türk erkeklerinin %5'i kanserden, % 6'sı kalpten ve geriye kalan % 89'u kasıntı olmaktan ölüyormuş.
Her Şey Yolunda

Dişçimi aradım, "gelmem lazım". "Ben işi bıraktım" "Nasıl, ne yapıyorsun?" "Hiç". Hiç. Hiç .
Belgesel Kanalı

Eve girip, ışıkları yakarken kendimi bir belgesel kanalında çalışan ve kaplanın kendisine dönüp bakmasını bekleyen kameraman gibi hissediyorum.
Tüketici Alışkanlıkları Araştırması

Kursta yeni tanıştığımız kız arkadaşımla cafede oturuyorduk. Eşinden yeni ayrılmıştı. Tabii neye göre yeni tartışılır.
Üç Ahbap Çavuş Ve Ah Minel Aşk

Dünya küçük işte. Yolda karşılaşıyorlar. Aşinalık var, tanışıklık yok. Gel zaman git zaman komşuluk ilişkileri beraberinde bir büyük itirafı getiriyor.

Takıştırmayı Yakıştıramadıklarımız

Yazar Köşesi

Editörün Seçimi