Benelüks Turu
LÜKSEMBURG (LÜKSEMBURG)
Lüksemburg bir vadide kurulmuş. Vadinin içinde yürüme yolları, parklar, tarihi evler ve bir nehir var. Vadiye iniş çıkış için belli noktalardaki asansörler de kullanılabilir. Şehir meydanı yakınında "dünyanın en güzel seyir terası" dedikleri bir terastan da vadiyi ve tüm kenti izleyebilirsiniz. Bütün gezilecek yerler yürüme mesafesinde. Lüksemburg'un diğer önemi elbette finans merkezi olması. Gezilecek yerler: Petrus Vadisi, Old Town (eski şehir merkezi ), Place D’Mertz (alışveriş ve yemek yenilecek cadde), Palace of the Grand Dukes (Palais Grand-Ducal), Notre Dame Cathedral (Cathedrale Notre Dame), The Casemates, Gorthe Moment.
BRÜKSEL (BELÇİKA)
Brüksel Grand Place ya da diğer adıyla Grote Markt; Brüksel’in merkezinde yer alır ve şehrin en önemli meydanıdır. Meydan; 68 metreye 110 metre ölçülerinde olup etrafı birbirinden güzel yapılarla örtülüdür. Ayrıca Brüksel Grand Place’in bulunduğu konumda birçok cafe, alışveriş yapabileceğiniz hediyelikçiler, çikolata dükkanları vs bulunmaktadır. Meydanın ortasında çiçekli halı deseni vardır. Bölgedeki en önemli yapı şüphesiz ki Hotel de Ville (Town Hall)’dır. Hotel de Ville yani Brüksel Belediye Binası, şehrin en önemli meydanlarından olan Grand Place Meydanı‘nda bulunmaktadır. 96 metre uzunluğundaki Hotel de Ville‘in inşaatı 1402 yılında başlamış ve 1420 yılında tamamlanmıştır. Yapı özellikle gece ışıklandırılması ile çok daha güzel bir hale bürünmektedir. Bölge Brüksel’in en önemli gezi noktası olduğu için çevrede birçok cafe, restoran, hediyelikçi bulunmaktadır. Brüksel’in bir diğer ünlü simgesi Manneken Pis (İşeyen Çocuk Heykeli) de Brüksel Grand Place ‘e yürüme mesafesindedir. Royal Palace (Palais Royal de Bruxelles); kelime olarak Brüksel Sarayı anlamına gelip Belçika Kralı’nın resmi sarayıdır ve Brüksel merkezde bulunmaktadır. Her ne kadar resmi kraliyet sarayı olarak Royal Palace gözükse de kral ve ailesi Brüksel dışında bulunan Leaken Sarayı (Royal Castle of Laeken)‘nda yaşamaktadırlar. Palace önünde güzel Brüksel Parkı bulunur. Park ve saray arada bulunan büyük meydan denilen “Paleizenplein/Place des Palais” ile birbirinden ayrılır. Royal Palace ön yüzü 1900 yılında Kral Leopold II‘nin isteği üzerine yapılmıştır. Sarayın yapısı 18. yy. sonlarına dayansa da sarayın bulunduğu konum ve üzerine kurulanın tarihi Orta Çağ’a kadar uzanmaktadır. Atomium, Brüksel’in en ünlü yapılarından olup; 1958 yılında Expo 58 fuarı için yapılmış, daha sonra Eyfel Kulesi gibi fuar sonrasında kaldırılmamış ve şu an Brüksel’in en önemli turistik noktalarından birisi haline gelmiştir. 102 metre yüksekliğindeki Atomium; André Waterkeyn tarafından tasarlanmıştır. Demirin kristal kafes yapısının 165 milyon kez büyütülmesinden esinlenilerek yapılan Atomium‘da 9 adet küre bulunur ve küreler birbirine 12 adet boru ile bağlanmıştır. Atomium‘daki her bir kürenin çapı 18 metredir ve en üstte bulunan küreden Brüksel manzarasının keyfine varılabilir. Atomium üzerinde ayrıca gece 11′e kadar açık bir de restoran bulunmaktadır. Geceleri 2970 tane lamba ile aydınlatılan Atomium ayrı bir güzelliğe kavuşur.
Mini Europe, Brüksel’de 24000 m2’lik alana kurulu bir minyatür park olup; şehirdeki önemli turistik yerlerin başında gelir. 10 milyon Euro yatırım ile 1989 yılında açılan Mini Europe‘un içinde toplamda 80 Avrupa şehrinden 1/25 ölçeğinde 350 adet ünlü bina minyatürü bulunmaktadır. Konsept olarak İstanbul’da bulunan Miniatürk’ün aynısıdır. Minyatür yapılar haricinde parkta çeşitli eğlence alanları bulunmaktadır. Ayrıca parkta Avrupa Birliği ile ilgili de sunum yapılmaktadır. Mini Europe Avrupa Birliğindeki önemli yapılara ev sahipliği yaptığı için içerisinde maalesef Türkiye’den herhangi bir yapı bulunmamaktadır.
Cinquantenaire Parkı: Brüksel genel anlamda yeşil parkların çok fazla olduğu bir ülkedir. Bu konuda Brüksel’de bulunan en ünlü parklardan bir tanesi Cinquantenaire Parkı’dır. Parkın içinde; Sanat Tarih Müzesi, cami, askeri müze ve Otomobil Dünyası bulunmaktadır.
Gezilecek yerler: Grand Place, Grote Markt, Flower Carpet, Galerias Saint Hubert, Çicek çarsısı caddesi Rue Dr Bouches, Maneeken Pis, Cathedral, Palais Royal ve bahçesi, Boursse, Palais Justice, Opera Binası, müzeler bölgesi, Parliment Europa, Atomium yani Heizel bölgesi, Louise bölgesi (ünlü markaların bulunduğu alışveriş caddesi)
BRUGGE (BELÇİKA)
Belçika’nın Flaman bölgesinde yer alan, Avrupa’nın son yıllarda en çok ziyaret alan Brugge’de konuşulan dil Flamanca ancak birçok turistik kentte olduğu gibi dükkan ve işletmelerde İngilizce kullanılıyor. Şehirdeki birçok eser UNESCO’nun koruması altında. Büyük çoğunluğu Orta Çağ’dan kalma tarihi eserlerle dolu… Kenti gezmenin en pratik alternatiflerinden biri bisiklet kiralamak. Şehirdeki kanalları gezmek isterseniz ‘canot' adlı teknelerle şehri rehber eşliğinde gezebilir ya da Markt Meydanı’ndan başlayan nostaljik fayton turlarına katılabilirsiniz. Brugge deyince akla ilk gelenler; Brugge çikolatası, el yapımı danteller, bira ve elmas. Arnavut kaldırımı meydanları, Reie Nehri’nin kollarının oluşturduğu kanallar, kanalları süsleyen kemerli köprüler Venedik’te dolaşıyormuş hissini yaratıyor. Brüksel’e bir saat uzaklıkta, küçük ama unutulamayacak kadar güzel bir kent Brugge. 14. yüzyılda Avrupa'nın önde gelen ticaret merkezlerinden biriyken, kanallarının çamur dolması nedeniyle ekonomik hayat bitmiş. Bir bakıma iyi olmuş, çünkü Brugge o zaman nasılsa şimdi de öyle sanki. Sokaklar, kaldırımlar, evler, kanallar sizi Ortaçağ’ a götürüyor. Belfort Saat Kulesi: Brugge’ün merkezinde, tarihi Markt alanı ve Belçika’nın en meşhur saat kulesi Belfort bulunuyor. 83 metre yüksekliğindeki bu saat kulesi epey bir yangın badiresi atlatarak günümüze kadar gelebilmiş. Çan kulesinde 47 çanla müzik yapılıyor. Hotel De VillaHükümet Binası Meydanda göreceğiniz bu heykel, 1302 yılında Flemenklerin Fransız istilasına karşı verdiği savaşın iki lideri olan Jan Breydel ve Pieter de Conninck'e ait. Brugge’ün bir diğer meydanı da Burg Meydanı. Meydanda bulunan Holy Blood-Kutsal Kan Kilisesi’nin bir bölümünde yerde bulunan kan damlaları çerçeve içine alınmış, kanın Hz.İsa’ya ait olduğu söyleniyor. Meydanı süsleyen diğer önemli bir bina ise Gothic Town Hall. Bu beyaz binanın 1376 tane gotik penceresi bulunuyor. Dışındaki orijinal heykeller ise ne yazık ki Fransız Devriminde yıkılmış. Burg Meydanı’nda bulunan Groeningemuseum 14. ve 20. yüzyıllar arası sanat tarihi eserlerini içeren bir müze. Bizim şansımıza ayrıca bir de “Salvador Dali” sergisi vardı.
Beginjhof bölgesi, Haçlı Seferleri sırasında yalnız kalan kadın ve çocuklar için kurulmuş bir mahalle. 1245 yılında bir kontes tarafından yaptırılan bu evlerde cadılığın başladığı söyleniyor. Ünlü heykeltıraş Michelangelo’nun ünlü “Madonna” heykelinin bulunduğu Our Lady’s Church de görülmesi gereken bir diğer yer. Alışveriş caddeleri: Streenstrat, Viamingstraar, Wingaardplein, Glleomunstraat.
Ayrıca Brugge deniz kıyısına gitmek için şehirden 20 dakika uzaklıktaki Knokke Herst'e gidebilirsiniz.
AMSTERDAM (HOLLANDA)
-Görmeden Dönmeyin! Van Gogh Müzesi ve Rembrandt’ın evi, Anne Frank’ın Evi. Kanallar, yel değirmenleri, laleler…
-Almadan Dönmeyin! Delft Çömlek, Edam Peyniri, Ahşap Takunya
-Yemeden Dönmeyin! Gouda Peyniri
-Sakın yapmayın! Araba ile gidip otopark aramayın zira saati 5 Euro park ücretlerinin. En ucuz gezme yöntemi bisiklet. Zaten bisiklet şehri…
Amsterdam kanalları, Amsterdam gezilecek yerler listesinin en önemli duraklarından birisi olup Amsterdam’da sizi büyüleyecek noktaların başında gelir. Sahip olduğu kilometrelerce uzunluğu, 90 adası ve 1500 köprüsü ile Amsterdam kanalları Amsterdam’ın kuzeyin Venedik’i olarak anılmasını sağlamaktadır. Ayrıca Amsterdam kanalları sahip olduğu olağanüstü güzellikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Amsterdam kanalları’nın muhteşem güzelliğini görmenin, yaşamanın en güzel ve kolay yolu ise kanallarda yapacağınız kanal turlarıdır. Amsterdam Dam Meydanı (Dam Square) ya da kısaca Dam; Amsterdam’ın ana tren istasyonu olan Central Station’dan 750 m uzaklıkta bulunan, Amsterdam’ın en önemli meydanıdır. Dam Meydanı Amsterdam’ın birçok önemli caddesinin kesişiminde olup ünlü kilise ve yapılara ev sahipliği yapar. 200m uzunlukta, 100m genişlikte olan Dam Meydanı üzerinde Amsterdam gezilecek yerler listesinde de bulunan Amsterdam Kraliyet Sarayı (Royal Palace), Nieuwe Kerk, National Monument, Bourse, Central Station ve Madame Tussauds Balmumu Müzesi bulunmaktadır. Begijnhof, Spuı bölgesinde çiçek pazarına yaklaşık 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Üstten görünümü kapalı kutuyu andıran, ardışık sıra Hollanda evlerinden oluşan Beginjhof yalnız kadınların oturduğu evlerin olduğu bir bölge. Begijnhof‘ta Amsterdam’ın en eski tahta evi olan The Wooden House (Houten Huys) bulunuyor. Evin yapım tarihi 1500’lere kadar dayanıyor. Gün içerisinde akşam saat 17.00′ye kadar evin içini dolaşabilirsiniz. Bunun dışında bölgede yer alan tüm alanları serbestçe gezemiyorsunuz çünkü halkın yaşadığı alan bariyerlerle kapatılmış durumda. Amsterdam’ın en önemli simgelerinden olan Çiçek Pazarı ya da orijinal ismiyle Bloemenmarkt; 1862 yılında kurulmuş ve günümüze kadar devam eden, dünyada eşine çok fazla rastlayamayacağınız bir çiçek pazarıdır. Benzerlerinden farkı ise çiçek pazarında bulunan çiçekçilerin hepsi bot üzerinde kurulu yani yüzen çiçekçilerdir. Çiçek Pazarı’nda yaklaşık 15 tane yüzen çiçekçi bulunur. Amsterdam Çiçek Pazarı’nın kanal kenarında çiçekçiler bulunurken diğer kısımda çeşitli hediyelikçi dükkanları, peynircileri vb bulabilirsiniz.
Buradan 100 tanesi 6 Euro olan lale soğanları aldık. Amsterdam Red Light District ya da bilinen adıyla Amsterdam’ın kırmızı lambalı evleri, şehrin kuzeyinde bulunan ve Avrupa seks turizminin en önemli noktalarından birisi olarak kabul edilen bir yerdir. Amsterdam’da yasal olan ve çok kontrollü bir şekilde yürütülen seks turizminin en önemli noktası olan Red Light District‘te yaşanan her türlü eğlence yasal. Red Light District bölgesinde onlarca seks shop, striptiz kulübü, barlar ve çeşitli eğlence noktaları bulunuyor. Burada Bulldog resimli shoplarda uyuşturucu satışı yapılmakta. Coffee Shoplarda sürekli içilen sigaraların kokularını duyabilirsiniz ayrıca muffins diye satılan keklerde de uyuşturucu tadılabiliniyor. Bu bölgede bulunan pills shop’larda binbir çeşit renkte haplar da bulunmakta. Museumplein bölgesinde Rijksmuseum (National Museum) veya Van Gogh Müzesi’ni gezebilirsiniz. Rembrandtplein ya da bir diğer ismi ile Rembrandt Meydanı adını ünlü ressam Rembrandt Van Rijnal’dan almış olup Amsterdam’ın en güzel meydanlarından birisidir. Meydan Amsterdam’ın en hareketli noktalarından birisi. Eğlenceli gece hayatı, etrafta bolca bulabileceğiniz cafeler ile son derece hareketli bir nokta olan Rembrandtplein‘de eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca bölgede irili ufaklı birçok kumarhane de bulunuyor. Joordan, pubların birahanelerin, hediyelik eşyacıların olduğu şık bir yer. Bu bölgede Westrmarkt kilisesi ve Anne Frank House gezilecek yerlerden biri. De Bijenkof ve Magna Plaza çok büyük alışveriş merkezlerinden biridir. Ayrıca China Town Zeedijk bölgesinde yemek yiyebilirsiniz.
Deniz kıyısını görmek için Den Haag / Scheveningen gidebilirsiniz. Burası sörf cenneti. Ayrıca eski yel değirmenleri, takunya yapımı ve peynir yapımı görmek için açık hava müzesi olan ve Amsterdam’a 20 dakika uzaklıktaki Zaanse Schans’a gidebilirsiniz.
Keukenhof Lisse: Hollanda’nın batısında yer alan Lisse şehrinde, gözünüzün alabildiği kadar uzanan lale tarlaları var. Bir de Keukenhof adında birbirinden güzel çiçekler ve yedi milyon adet lale soğanı yetiştiren dünyanın en güzel çiçek bahçesi var bu şehirde. 350 dönüm içinde tanzim edilmiş olan bu bahçede ufak gölcükler, çeşit çeşit hayvanlar bir de Hollanda’nın sembolü olan ufak bir değirmen var.
KÖLN (ALMANYA)
Köln Katedrali: 1248 yılında inşaatına başlanan katedral (Kölner Dom), yüzyıllar boyunca parasızlıktan bir türlü bitirilememiş. En sonunda Prusya Kralı’nın birisi ayırdığı kaynakla 1880 yılında nihayet tamamlanmış. Eyfel Kulesi yapılmadan önce Avrupa'nın en yüksek kulesine sahip olan katedrali gezmek ücretsiz. Ama neredeyse tüm Avrupa katedrallerinde olduğu gibi "Hazineler" bölümü ile 509 basamaklı kuleye çıkmak ücretli tabii. Hz. İsa'nın acı çekişini gösteren devasa vitraylar, ünlü Üç Aziz Kralın camlar içinde saklanan süslü sandığı, Meryem Ana heykeli, çarmıha gerilmiş Hz. İsa'nın yer aldığı Sacrament Şapeli ve daha ismini not almadığım pek görülecek şey var.
Alter Markt (Eski Meydan): Adından da anlaşılacağı gibi Köln'ün en eski meydanı. Tarihi Köln bu bölgede yer alıyor. Meydanın bir tarafında renkli, az katlı ve küçük ortaçağ evlerini andıran yapılar var. Çok hoş görünüyor. Burası aynı zamanda Köln'ün gece hayatının da kalbinin attığı yer. Ara sokaklarda onlarca bar, restoran ve kafe var. Köln'ün meşhur Kölsch birasını meydandaki tarihi ve otantik Fürh restauranta içiniz. Meydanın bir tarafında yükselen kule ise Belediye Sarayı (Town Hall-Kölner Rathaus). 12. yüzyıla tarihlenen binanın ön cephesinin görüntüsü harika. Sanki iç içe geçmiş balkonlar var binada. Bina Almanya'da fiilen kullanılan en eski Belediye Binası olma özelliğini taşıyormuş. Ara sokaklardan Köln'ün önemli alışveriş caddelerinden birisi olan Hohe Caddesi’nde gezebilirsiniz.