Aşk Yüzyılı Bitti mi?

2016 biterken minyatür yeni yıl ağacımı aynı zamanda bir dilek ağacına dönüştürüp 2017'den beklentilerimi yazdım küçük notlara. Yine en çok istediğim şey Darcy ruhlu bir abi :))) (Bkz. Jane Austen romanı "Gurur ve Önyargı") Ama "Aşk Yüzyılı Bitti" adlı kitabında çarpıcı saptamaları ile artık bu beklentimin pek de mümkün olamayacağını kafama vura vura hatırlatıyor Nuran Yıldız. "19. yüzyıl büyük aşkların yüzyılıydı. Geride pek çok şiir ve roman bırakan büyük aşkların. 20. yüzyılın önemli bir kısmı da öyleydi. Ama 21. yüzyıl aşkın çöpü boyladığı yüzyıl."
Diyor ve günümüzde "seni seviyorum" demenin "benimle seks yapar mısın?" ile eş anlamlı olduğunu vurguluyor ısrarla. Benim gibi iflah olmaz romantikler için tek çıkar yol 90'larda kadınlar arasında çok popüler olan "Sex and the City" dizisindeki Samantha'yı dinleyip "kafakoparanus" bir Amazon kadınına dönüşmek.

Nuran Yıldız'ın kitabına dönersek, aşk yüzyılının bitmesi "büyüsü bozulmuş dünya" anlamına geliyor. 70'lerde biz çocukken, "Mutluluk öğrenilebilirdi. Polyanna örnekti. Sevgi her zorluğu yenerdi. Alpler'de yaşadığı varsayılan çizgi karakter Heidi örnekti." Günümüzde ise her alandaki sınırsız seçenekler aşkın da uzun ömürlü olmasını gereksiz ve saçma hale getiriyor. "Bir ömre bir aşk! Haksızlık." Diyor bu yüzyıla ait olan ve öyle hissedenler. Oysa şaşkoloz Bridget Jones'un bile sonunda Mr. Darcy'sine kavuştuğunu hesaba katarsak; neden olmasın, bize de çıkabilir?

Hala sadece iki kez gördüğü bir adam için şiir yazabilen, aşk için söylenen her söze kanan ve kalbini kullanmaktan korkmayan biri olarak soruyorum şimdi:
"Sen ve ben" değil "senle ben" diyebilecek birileri var mı oralarda bir yerlerde?
2017'nin bana ve isteyen herkese aşk, huzur ve barış getirmesi umuduyla...