14-20 Haziran (Merkür-Venüs-Güneş) Neptün Karesi
17-20 HAZİRAN (MERKÜR-VENÜS-GÜNEŞ)-NEPTÜN KARESİ
HEPİMİZ BİRİZ
14-20 Haziran arasında etkili olacak olan bu açı dünyasal anlamda merhamet ve şefkat özelliklerimizi harekete geçirecek olaylara sebep olacaktır. Birlik bilincini ve hepimizin bütüne hizmet ettiğini hatırlatacaktır. Neptün’ün fonksiyonu çözülme, dağılma, erime enerjisini taşımaktır. Bu bütünün içerisinde erimektir, kendini yok etmektir, egodan sıyrılmaktır, bütüne dâhil, ait, bütün için olduğunu kavramaktır. Neptün’ün enerjisi sisle tanımlanır, hem yok gibi hem de çok güçlüdür. Beş duyumuzla değil, sezgilerimizle algıladığımız durumlardır. Kişisel haritalarımızda Neptün’ün düştüğü alanda bilinçli aklımızla bir yere varamayız. Transit Neptün de serbest bırakmamız gereken konuları işaret eder.
Dünyasal anlamda Neptün bulunduğu burca göre deneyimlenir. Neptün kolektif dediğimiz, kuşakları içine alan, tüm dünyayı ilgilendiren konuları temsil eder. Balık burcundayken birlik bilincini güçlü bir şekilde hatırlatır. İnsanlığın merhamet, şefkat, kabullenme özelliklerini açığa çıkaracak olaylar meydana gelir. Bu dönemde bunu savaşlarla deneyimliyoruz. Elbette ki tüm savaş dönemlerinde bu duygular açığa çıkabilir ama şimdi daha belirgin ve tüm dünyaya yayılmış durumda. İnsanlık ve barış çağrısı yapan protestolar, dünyanın her yerinde dikkat çekiyor. Ayrıca balık burcu ayrım yapmamakla ilgilidir, Satürn de balıktayken soykırım kelimesinin sıkça duyulması kaçınılmazdır.
Dağılmanın gezegeni Neptün’e Venüs, Merkür ve Güneş kare açı yapacak. Hatta Satürn’le Neptün’ün orta noktalarına denk geldiği zamanlardan itibaren hissedilecek. Güneşin ikizler burcuna geçtiği 21 Haziran’a kadar hissedilecek. Bu dönemde hiçbir şeyin kontrolumuzda olmadığını, kaygan bir zeminde belirsizlik içerisinde olduğumuzu görebiliriz. İstekler, amaçlar, ilişkiler, kaynaklar, düşünceler bulanık ve güvensizdir. Gerçekliği sorgulayacağımız daha doğrusu bilinçli aklımızın ermeyeceği durumlarla karşılaşabiliriz. Tabii bu konuları gündeme getirecek bir takım olaylar gündeme gelecektir. Örneğin; trafik kazaları, doğal afetler ya da kazalar -özellikle suyla ilgili-, ilişkilerde belirsizlik gibi maddi olaylar olabileceği gibi; hayalkırıklığı, yanılma, aldanma, aldatma, yalan haberler, kendimizi kaosa sürükleyecek düşünceler, sorunların çözümsüz olduğu düşüncesi, bunalımlar, kendini uyuşturmak gibi psikolojik durumlar da söz konusu olabilir. Kişisel haritalarınızda da 27-29 derecelerde gezegen ve noktalarınız varsa bunların temsil ettiği konulardaki çaresizliğinizi ve güçsüzlüğünüzü deneyimliyor olabilirsiniz. Neptün haritamızda bir yere dokunuyorsa akışta kalmaya çalışmak ve olanların bizim kontrolumuzda olmadığını idrak etmek gerekir. Ve herşeyin bütün için olduğunu kabullenmek…
Türkiye açısından bakarsak; Türkiye’nin 29 derece ikizler burcunda Ay’ı var. Ve Neptün geçen yıldan beri Ay’ımıza kare yapıyor. Şubat 2026’da Neptün tamamen koç burcuna girene kadar da bu etki devam edecek. Oldukça uzun bir süreç… Ay halkı temsil ediyor; son bir yılda neredeyse yardıma muhtaç olmayan bir kesim kalmadı gibi… 2025’te Satürn de Neptün’e eşlik ettiğinde durum daha da vahim bir hal alabilir. Neptün Ay’a dokununca; kimlik karmaşası, kim olduğunu unutmak, kendini aldatmak, uyutmak, uyuşturmak, güçten düşmek, atıl kalmak, kolunu kaldıracak mecali olmamak, hayalle gerçeği, doğruyla yanlışı ayırt edememek, dağılmak, çözülmek, savrulmak gibi durumlar ortaya çıkıyor. Burada Türk halkının kurban ve kurtarıcı rolleri arasındaki dengeyi kurması çok önemli… Halkın kimliğinin ‘bozulması’ büyük oranda mültecilerle bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Bu tek yanlı yaklaşım bu konuyla ilgili kendi gerçekliğimizi inkâr etmemize neden oluyor. Kurtarıcı rolüne soyunarak kendi ülkelerinde zulme uğrayan milletlere kucak açmakla kendi milletini kurban etmek arasındaki dengeyi sağlamak gerekir. Neptün haritamızın tepesinde yani en güçlü olduğu pozisyonda, Neptün başkanı temsil ediyor ve halkla çatışma yaşıyor. Bu kare açı çatışma açısı olsa bile ortak bir amaç için mücadele etme ihtimali de verir. Uranüs, Neptün ve Plüto transitlerinin yarattığı etkiyi anlamak zaman alır. Yani hemen transit esnasında değil, izleri birkaç yıl içerisinde farkedilir. Bu yüzden uyanık olmak gerekir.
Haritamızdaki Ay’ı yani milletin karakter özelliklerini iyi analiz edip sağlıklı yönlerini kullanmak üzere çalışabiliriz. Tabii ki bir milleti aynı şekilde davranmak üzere harekete geçiremeyiz, milletler liderlere ya da yöneticilere göre hareket eder. Henüz dünyada, en modern demokrasilerde bile kendi kendini yöneten bir millet örneği yok. Bu da milletlerin kaderinin yöneticilerin karakteriyle doğrudan bağlantılı olmasıyla ilgili… Ay’ı bağımsız düşünürsek; 12. Evde yani kendi gücünün farkında değil, inisiyatif alamıyor, koşullara uyum sağlıyor, düşkün, zayıf, kadersiz, bahtsız olduğunu düşünen, kendine acıyan bir yapı… Kurtarıcı bekliyor. Kurtarıcı ise; Jüpiter halkı aşağılayan, küçük gören, kendi sıkıntılarıyla uğraşan bir yapı… Yani ne halkın başkana ne de başkanın halka faydası var. Bu durum nasıl yönetilir? İki taraf da birbiriyle değil de kendileriyle uğraşırsa yönetilebilir.
Neptün’le birlikte Venüs, Merkür ve Güneş de Ay’ımızın üzerinden geçecek yani bu gezegenlerin temsil ettiği konular; gençler, çocuklar, meydanlar, eğlence alanları (Venüs), aile hayatı, evimiz, köklerimiz ( Merkür), İlkokullar, medya, ulaşım (Güneş) konuları okulların tatile girdiği ve kurban bayramına denk gelen dönem itibarıyla anlam kazanıyor.