15180

Cemal Süreya'nın "Y" si kimde?

Cemal Süreya'nın soyadındaki "Y" harfinin kimde olduğunu tabii ki söyleyeceğiz, ama önce kaybediş hikayesinin iki versiyonunu hatırlatalım.

Cemal Süreya 1954 Kasım ayında Eskişehir Vergi Dairesi'nde stajyer olarak göreve başlar. Liseden sonra boş kalmamak için Eskişehir Vergi Dairesi'nde çalışan, “Üvercinka” adını verdiği bir kıza aşık olur. Müfettişlik sınavına hazırlandığı dönemde, 3 Ağustos 1955 yılında, Seniha'dan kızı Ayce dünyaya gelir. Üvercinka,o dönemde ayrılmak istediğini bildiren bir mektup verir Cemal Süreya'ya. Ertesi yıl da İstanbul'da üniversiteye başlar. Yine de ilişkileri tamamen bitmez. Zaman zaman Istanbul'da görüşürler. Cemal Süreya, matematik biliminde akademik kariyer yapan Üvercinka'nın evlenip, eşiyle birlikte Anadolu'ya gitmesinden çok sonra bile, onun izini sürmekten kendini alamaz.

Cemal Süreya'nın yaşamı boyunca, Üvercinka'nın kim olduğu gizini korur okurlar açısından. Bir söyleşisinde Üvercinka'nin anlamı sorulduğunda, güvercinin barışı ve sevgiyi simgelediğini, ilk harfinin kaldirilmasiyla olusan üvercin sözcüğünün, kadın adlarının bazı yörelerde aldığı ‘ka’ takısıyla da Üvercinka halini aldığını belirtir. Üvercinka, güvercin kanadı ya da güvercin kadın sözcüklerinden türetilmiş bir sözcük olarak da düşünülebilir. Üvercinka adlı şiirinde, 'Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde/ Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor’ diyecek kadar sever Üvercinka'yı. 1956 yılında yayımlanan Elma şiirinde, soyadındaki 'Y’ harflerinden birini attığını ilan eder. Bunun gerekçesini de bir söyleşisinde Üvercinka'yla bağlantılı kılar. Hafızasına güvendiğinden dolayı telefon numaralarını kaydetmeyen Süreya, Üvercinka'yla bir telefon numarası üzerine girdiği iddiayi kaybetmesi sonucunda soyadındaki 'Y’ harflerinden birini atar. Cemal Süreya, “O zaman çok güvenirdim belleğime. Telefon numaralarını falan kaydetmezdim. Belki de kaydetmediğim için kalırdı. Ona dedim ki, eğer bu böyleyse, ismimden bir harf atarım dedim. Kaybedince, ismimde harf aradım, iki tane olandan birini atmak daha uygun geldi.” der.

İkinci versiyonda ise, Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız vardır. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severler. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlar. Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlar. Sonra bu aşk, zamanla kızışır ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşurlar ve kaybedenin büyük bir bedel ödeyeceğini kararlaştırırlar. Ve bu bedel ömrü boyunca üzerlerinde kalacaktır. Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılarlar. 

Ve sonunda adını değiştirmeye gelir olay. Cemal Sürey(y)a kazanırsai, Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacaktır. Sezai Karakoç kazanırsa, Cemal Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacaktır. Tahmin ettiğiniz gibi Muazzez'le Sezai Karakoç  çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından... 

Gelelim "Y" harfinin akıbetine. 1990 yılında ölen Cemal Süreya'nın "Y"sini zamanın genç şairi Süreyya Evren 1991 yılında sahiplenir ve yazılarını Süreyyya Evren olarak yazar. "Postmodern bir kız sevdim" kitabıyla edebiyat dünyasında tanınan Süreyyya Evren  hala ismini Süreyyya olarak kullanıyor.