Bahar Geldi Be Cahide...
Güzel bir bahar günü... Hava sıcak! Güneş ısıtıyor ama yakmıyor. Vapur Kadıköy'den ayrılırken, insanların yüzlerine bakıyorum. Mutsuz, düşünceli yüzler... Donuk mat bakışlar... Benim de hiç keyfim yok. Birden yedi yıl önce bir dokuz Nisan günü, roman yazarı Cahide Birgül'ün evine gidişimi hatırladım. O günlerde"Komser Nevzat" adlı dizinin senaryosunu birlikte yazıyorduk. Yine bir kemoterapi seansını başarı ile atlatmıştı. Çok sevdiği ıspanaklı börekleri ve demlediği çay ile balkonda belirmişti. Bir de doğum günü için oğlunun aldığı papatyaları vazoya özenle yerleştirmişti.
O doğum gününün son doğum günü olduğunu bilmeden, baharın doğayı yenilemesini, bahçesinde açan erguvanları ve masasındaki papatyaları gülümseyerek seyredişini hatırladım. Zaten tanıdığım en güzel gülen kadınlardan biriydi. Yaşadığı onca acıya, kemoterapi seanslarına karşın, bilgece bir gülümsemeyi yüzünden eksik etmezdi. Aramızdan göçüp gideli altı yıl olmuş. Umarım gittiği yerde huzurludur.
Şimdi bu doğum gününde yaşasaydı "Gökçeada zamanı geldi Cahide... Yer gök kekik kokuyordur. Deniz seni çağırıyordur... Doğum günün kutlu olsun arkadaşım" demek isterdim.