Alışmayacağız
Uzun zamandır travma yaşıyoruz. Bir acının yasını tutamadan başka bir acı yüreğimize çöküyor. Önce teker teker katlettiler. Ölen çocukların adlarını her gün içimize gömerken çığ gibi büyüyen diğer katliamlarla karşı karşıya kaldık. Zincir halinde bir önceki katliamda ölen yaşıtlarının fotoğraflarını taşıyan çocukların ölümlerini çaresizce izliyoruz. Berkin'i, Ali İsmail'i anıyorsun,sonra sen ölüyorsun seni anıyorlar,seni ananlar ertesi gün ölüyorlar. Ölüm sarmalı ülkesi burası.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehirlerin her köşesi birer mezarlığa dönüştü. Her nokta artık kan gölü. İnsanlar evlerinden çıkarken ne kadar tedirginlik yaşayabilir ki? Oysa akşam evlerine, sevdiklerine geri dönememe korkusu günlük hayatın bir parçası oldu. Hangi birine üzüleceğimizi şaşırdık. Ruhumuz yorgun, içimiz kan ağlıyor.
Barıştan, demokrasiden, birlikten, eşitlikten, laiklikten, hukuktan, cesaretten, sevgiden ayrılmayacağız. Korkuya yenilmeyeceğiz. Alışmayacağız