4658

Tatlı Düşkününün Kadıköy Rehberi: Asuman da Kimmiş?

Kadıköy'de bir Asuman rüzgârıdır esiyor. Son günlerde yolunuz Moda'ya düştüyse küçücük bir çikolata dükkânının önünde uzayıp giden kuyruk mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Özellikle hafta sonları kuyruk caddeye doğru uzanıyor. Bekleyenlerin çoğunun genç olduğu da gözünüzden kaçmayacaktır. Bilmiyorsanız, 'Bu gençler neyi bekliyor?' diye merak edebilirsiniz. Asuman'ı bekliyorlar. Dilimlenmiş çilek üzerine eritilmiş çikolata ve kremşantiden oluşan; kavanozda servis edilen Asuman. Asuman o kadar tuttu ki, Çikolata Dükkânı’nın Şair Nefi Caddesi üzerindeki yeni ve epey geniş şubesi ismini bu tatlıdan alıyor. Elbette menüde başka çikolatalı tatlılar da mevcut ama müşterilerin en çok tercih ettiği Asuman oluyor.

Çikolata ve tatlı düşkünlüğünde adeta kariyer yapmış biri olarak bu Asuman çılgınlığını ben anlayamıyorum. Hadi mevsiminde mis kokulu çilek üzerine eritilmiş çikolata güzel gider de, kışın ortasında katır kutur çilek yemekten ne zevk alıyorsunuz kuzum? Üstelik o tatsız çilekleri yemek için kuyrukta bekliyorsunuz... Sadece Asuman için Kadıköy'e gelenleri biliyorum. Peki, Asuman'ın cazibesine kapılıp soluğu Kadıköy'de alanların acaba kaçı Baylan'dan içeri adımını atmıştır? Sizce kaçı Şekerci Cafer Erol'da rengârenk şekerlemelere bakarken mest olmuştur? Kaçı Ali Muhittin Hacı Bekir'de 'ne alsam acaba?' diye düşünürken dakikalarını harcamıştır? Kadıköy'ün sayısı her geçen gün artan yeni tarz kafelerini keşfetmek için hiç vakit kaybetmeyenlerin acaba kaçı semtin tarihi mekânlarını biliyordur?

Bu yazıda size Kadıköy'ün kadim tatlılarını tanıtmak istiyorum. Aslında bu yazı biraz da eski Kadıköy yeni Kadıköy'e karşı yazısı olarak da okunabilir. Ben size Asuman yemeyin demiyorum; gidin yine yiyin ama hiç değilse çilek mevsiminde yiyin. Kuyrukta dakikalarca bekleyecek kadar tatlı ve çikolata sever biriyseniz de aşağıda sıraladığım her biri Kadıköy'ün belleğinde özel bir yere sahip mekânlara da mutlaka gidin. Renklerden gözünüz kamaşacak, kokuların peşine takılacak ve daha önce denemediğinize pişman olacağınız tatlar keşfedeceksiniz. Çocukluğunu çeşmeden doldurulan Sagra Special (Nutella'ya açık ara fark atardı) kavanozlarını kaşıklayarak geçirmiş; İstanbul'un en iyi havuçlu-tarçınlı kekini yapan pastanesini bulmak için her gittiği muhitteki pastaneleri teftiş eden bir tatlı düşkününün sözlerine güvenin gençler! İşte benim Kadıköy tatlı rehberim:

Baylan Pastanesi

İstanbul'un en eski pastanelerinden olan Baylan'ın Beyoğlu şubesi 1967'de kapanana kadar yüzlerce şair, yazar ve tiyatrocunun buluşma yeri olmuş. Kadıköy şubesiyse 1961'den beri hizmet veriyor. Baylan'da otururken kendinizi bir dönem filmindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Baylan'ın en meşhur tatlısı hiç şüphesiz Kup Griye. Bardakta servis edilen Kup Griye vanilyalı ve karamelli dondurmanın kremşanti, bal badem ve karamel sosuyla karışımından oluşuyor. Kış mevsiminde de deneyebilirsiniz ama yaz sıcağında elbette daha iyi gider.

Bir diğer Baylan klasiğiyse her mevsim yiyebileceğiniz Trüf. İnce çikolatalı pandispanya hamurunun üzerine trüflü çikolata katmanından oluşan bu dilim pastanın yanına kahve şahane gider. Çıkarken de bir paket Moncheri (likörlü vişne çikolatası) alırsanız muhteşem bir kahve eşlikçisi almış olacaksınız. Baylan çikolatalarının 15 gün içerisinde tüketilmesi gerekiyor; unutmayınız.

Baylan klasiklerinden benim favorim kesinlikle Adisababa. Bir çeşit parfe (dondurulmuş krema ile hazırlanan ve soğuk olarak servis edilen pastalara verilen genel isim) olan Adisababa, reklam diliyle konuşacak olursak çilek, vanilya ve kremanın muhteşem buluşması! Keserek yiyebileceğiniz bir çeşit dondurma gibi de düşünebilirsiniz. Nasıl bu kadar hafif olabildiğine şaşıracaksınız ama lütfen yaza kadar sabredin!

Daha fazla bilgi için: baylangida.com

Ali Muhittin Hacı Bekir

Baylan'ın hemen karşısında bir diğer meşhur lezzet durağı (bu da TV yemek programı dili) Ali Muhittin Hacı Bekir yer alıyor. Burası geleneksel tatlardan hoşlananlar için vazgeçilmez bir uğrak. Vitrinine uzun uzun bakmaktan en zevk aldığım mekânlardan biridir Hacı Bekir. Tatlı krizine dur diyebildiğim ender zamanlarda içeri girmesem de vitrinine bakarak gözümü doyururum. Lokumları, ezmeleri, şerbetleri, akide şekerleri.. Hepsi birer efsane ('efso' mu demeliydim yoksa?). Çoğu insansa Kadıköy şubesinde bir pastane köşesi olduğunu bilmez. Dilerseniz lokumları paketlettikten sonra çayın yanına bir tatlı söyleyip zamanın göreceliği -bazen akıp giden ve bazense duran zaman- üzerine düşünebilirsiniz. Semtin en işlek sokaklarından birinde yer alan mekândan içeri girdiğinizde zamanın akışının yavaşlatılabileceğini göreceksiniz.

Benim buraya en sık uğrama sebebimse ayçöreği. Bence şehrin en güzel ayçöreği yapan mekânlarından birisi kesinlikle Hacı Bekir. Ballı cevizli'sini de çok severim. Poğaça görünümünde kapamalı hamurun içinde bol ceviz. Başka hiçbir yerde olmayan bir lezzet. Her öğünü tatlıyla sonlandırmayı sevenlerdenseniz sabah poğaçalarınızı da buradan alın. Vapurda çayla birlikte poğaça üzeri ayçöreği ya da ballı cevizli muhteşem olur. Bir zamanlar bu seremoniyi sigarayla taçlandırırdım. Sonra vapurlarda sigara içmek yasaklandı. Kısa süre önce ben de sigarayı bıraktım zaten. Bugünlerde mottom: sigara içmeyin daha çok tatlı tüketin!

Daha fazla bilgi ve sipariş için: http://www.hacibekir.com/

Şekerci Cafer Erol

İçeri adımımı atar atmaz renklerde kaybolduğum mekânlardan biridir Şekerci Cafer Erol. En az 5 dakika rengârenk şekerlemelere, akidelere, reçellere ve ezmelere bakakalırım. Dükkânın önünde sergilenen alafranga tatlıları beni şimdiye kadar hiç cezbetmedi. Şekerci Cafer Erol'u vazgeçilmez kılan geleneksel tatlılardaki ustalığı. Cevizli tulumbasını denemenizi öneririm. Biraz sert gelebilir ama benim gibi şerbeti damla damla üzerinden akan içi yumuşak tulumbayı tercih etmeyenlerdenseniz beğeneceğinizi düşünüyorum. 1 tanecik cevizli tulumba yeseniz ne olur ki canım? Hem o kadarcık tatlı yeter mi hiç? Siz en iyisi Bademli Şam Tatlısı da söyleyin ki tatlı yemenin zevkine gerçekten varasınız.

Daha fazlası için: www.sekercicafererol.com

Ankara Pastanesi

Boğa'dan Bahariye'ye çıktığınızda hemen solunuzda göreceksiniz Ankara Pastanesi'ni. İçeri girmeden önce mutlaka vitrinine uzun uzun bakın. Hem ürünlerine hem de bin yıldır aynı yerde sergilenmekte olan oyuncaklara göz gezdirin. Kapıdan içeri adımınızı attığınızda düzensizlik başınızı döndürebilir. Sanki her şey üst üste ve tıkış tıkış. Ürünler, duvarda gazete kupürleri, fotoğraflar, oyuncaklar... Benim gibi tertip düzen insanıysanız ilk bakışta bu görüntü rahatsız edici olabilir ama sonra düzensizliğin pastaneye karakterini veren esas unsur olduğunun farkına varırsınız.

Diyelim akşamüzeri karnınız hafif kazınıyor ama henüz akşam yemeği için erken. O zaman Ankara Pastanesi'nin spesiyallerinden çıtır çıtır tahinli pideyi denemenin tam zamanı. Tahinli pidenizi pastanenin hemen bitişiğindeki çaycıda afiyetle yiyebilirsiniz; mide kazıntınızın dindiğini hissedeceksiniz. Daha fazlası için yeriniz yine de varsa kalp şeklindeki minnoş un kurabiyelerini de deneyebilirsiniz.

Bilgeoğlu Baklavacısı

1956'dan beri Bahariye Caddesi Nailbey Sokak'ta hizmet veren Bilgeoğlu benim için Kadıköy'de baklavanın tek adresidir. Sahipleri Gaziantepli. İsterseniz paket alabilir isterseniz oturup hemencecik enfes baklavaların tadına bakabilirsiniz. Benim önerim fıstıklı sıkma. Benim gibi baklava ve benzeri tatlılarda kat kat hamur yerine bol fıstık/ceviz sevenlerdenseniz memnun kalacağınızdan eminim. Diğer önerimse yine fıstıklı olan Ankara sarma. Bu ikisinden tabağınıza birer tane koydurun ama aklınız cevizli baklavada kalmasın. Bir dilim de cevizli baklava da söyleyin. Oh, mis! Asuman da kimmiş! Baklavaları mideye indirdikten sonra çayla sindirimi kolaylaştırmaya çalışırsınız. Tatlı kaçamağınız bitince Bahariye üzerinden ağır ağır Moda'ya yürüyüşe geçtiniz. O da ne? Sırtında çantasıyla Canan Karatay yanınızdan geçiyor. Derhal adımlarınızı hızlandırın. Birazdan çevresini fotoğraf çektirmek isteyen 'Hocam, söylediklerinizi çok doğru' diyen 50 yaş üstü bir grup saracak. Baklava keyfinizi kimsenin kaçırmasına müsaade etmeyin. Hemen olay mahallinden uzaklaşın.

İnci Pastanesi

Bahariye'nin ortasında Canan Karatay'ı görüp ardınıza bakmadan kaçtıktan sonra kilisenin hemen önünde mola verebilirsiniz. Caddenin sol kolunda Kadıköy'ün en eski pastanelerinden 1958'den beri hizmet veren İnci Pastanesi'ni göreceksiniz. Burada ekler her zaman taze. Muzlu rulosu ve milföyü de meşhurdur ama bana kalırsa İnci Pastanesi'nin benzersiz tadı bir Avusturya tatlısı olan apfelstrudel. Ben İstanbul'da başka hiçbir yerde bu kadar lezzetli apfelstrudel yemedim.

Kadıköy takip etmesi zor bir hızla değişiyor. Birbirinin çok benzeri dekorasyona ve menüye sahip mekânların sayısı her geçen gün artıyor. Elbette ki bu değişim sadece ticari değil. Semtin dokusu ve ruhu da değişiyor ama kafe çılgınlığından rahatsız olmak için illa ki semt belleğine duyarlı ya da nostaljiye meyilli olmak gerekmiyor. Sadece özgün tatlar arayışındaysanız bile yolunuz Kadıköy’ün kadim mekânlarına daha sık düşmeli. Asuman semtin yenisi ne de olsa; siz hele bir gediklileriyle hasbihal edin!

İnci Şahin
yok öyle bişey