1410

Taşlara Kazınan Yahudi Kimliği

Taşlara Kazınan Yahudi Kimliği

Arkeoloji ve tarihe meraklı olanlar için Karaköy’deki Zülfaris Sinagogu’nda ilginç bir sergi devam ediyor.  4 Kasım’da açılan sergi 21 Kasım’da sona erecek.

Projenin mimarı Çiğdem Öner aslında bir mimar. Bunun yanında, Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Eskiçağ Araştırmaları Ana Bilim Dalı’nda doktora yapıyor ve aynı üniversitenin arkeoloji bölümüne lisans öğrencisi olarak devam ediyor. Dahası var; Anadolu Üniversitesi, ikinci üniversite sisteminde fotoğrafçılık - kameramanlık okuyor. Bu arada Antalya’daki Phaselis Antik Kenti’nin kazı ekibinde de görev yapıyor. Çiğdem Öner’in okumayı ve öğrenmeyi sevdiği çok belli.

Çiğdem Öner bu projeye, anneannesi Sara Hason’un (Muazzez Hünerlier) anısına saygı amacıyla yola çıkmış. Fakat sonraki gelişmeler fikrini,  hayallerinin ötesine taşımış.  Bu çalışma kısa bir süre içinde kitap olarak da basılacak.

Çiğdem Öner projenin ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: “Yüksek lisansım Phaselis’teki Küçük Hamam ve Latrina yapısı (genel tuvalet) üzerineydi. O binaların restitüsyonunu yapmıştım. Restitüsyon, yapının ilk yapıldığı halini yeniden ayağa kaldırmak olarak tanımlayabiliriz. Bu çalışmanın başarılı olması çok hoşuma gitmişti. Tam o sırada Dr. Siren Bora’nın Anadolu Yahudileri adlı bir kitabı çıkmıştı. Onu da okuyunca, sinagog yapılarına zaten bir merakım vardı. Doktora için düşündüğüm bir konuydu. Bu konuda çalışırken daha geniş kapsamlı kaynaklara ulaştım ve araştırmaya devam ettim. O arada İnci Türkoğlu’nun “Antik Sinagoglar” tezini okudum. Yine o dönemde Naim Güleryüz’ün 2 ciltlik Trakya ve Anadolu’da ve İstanbul özelinde hazırladığı bir kitap vardı. Orada da sinagog yapıları ve Yahudi izlerinden bahsediliyordu. Bütün bunlar birleşince kafamda bir fikir oluştu ve bunu bir sergi ile herkesle paylaşmak istedim. Bir sunum dosyası hazırladım ve ilk olarak sevgili Aymy Emel Benbasat ile onun olumlu yorumlarının da desteği sayesinde de fikrimi 500.Yıl Türk Müsevileri Müzesi müdürümüz Nisya İşman Allovi ve Vakfı Başkanımız Silvyo Ovadya ile paylaştım. Onların maddi manevi desteği ile sergi fikri hayata geçmeye başladı. Silvyo Bey olmasa bu sunum dosyasının, hem sergi olarak hem de kitap olarak hayat bulması asla mümkün olmazdı. Kendisine hayatım boyunca minnet duyacağım.”

Taşlara Kazınan Yahudi Kimliği başlıklı sergi; Sardes (Salihli-Manisa), Priene (Söke-Aydın) ve Andriace (Demre-Antalya) sinagogları ile, Miletus olası sinagogu (Didim-Aydın) ve Limyra olası sinagogu (Finike-Antalya) olmak üzere 5 yapıyı konu alıyor. 6. yapı olan Side’deki sinagog ise bu sergiyle ilk defa yayınlanıyor. Side’deki yapı 2-3 senedir bilinen ve henüz kimseyle paylaşılmayan bir yapıymış. Müzeden, bu sergi için özel izin alınmış.

Sergi M.Ö. 5. Yüzyıl ile M.S. 11. Yüzyıl arasındaki zaman dilimini kapsıyor. Sergi, Anadolu’daki Antik Sinagog yapıları baz alınarak planlanmış, yine o döneme ait mezar taşları ve yazıtlar gibi kültürel kalıntılarda yer alan imgeler eklenerek kapsam biraz daha genişletilmiş.

Çiğdem Öner: “Çalışmaya 5 sinagog diye başladık, ama tüm bulguları da eklersek daha kapsayıcı mı olur diye düşününce böyle bir sergi hayata geçti. Bütün sinagog yapıları, mezar taşı, yazıt gibi Yahudi izlerini taşıyan ne varsa dahil ettik. Ben tabi hep “ulaşabildiğimiz diye vurguluyorum. Çünkü her izin, bulgunun bir makalesinin olması, bir yerde yayınlanması lazım.  Belki bu süreçte ya da sergi bittikten sonra, bu çalışma yeni bulguların da bizlerle paylaşılmasına altlık olur diye ümit ediyorum.”

Sergi 4 senelik bir çalışmanın ürünü. Pandemi nedeniyle 1 yıl gecikme olmuş. Bu gecikme, hem bazı yeni bilgilerin hem de Side Sinagogu’nun sergide yer almasını sağlamış.

Sergide yer alan restitüsyonların hepsi Çiğdem Öner’e ait. İlk kez böyle bir çalışma yapılmış, bu nedenle çok önemli ve değerli. “Restitüsyonları önce hazırladım, sonra kazı başkanlarına yolladım. Onların da istek ve önerileriyle devam ettim. Hiçbir kazı başkanından olumsuz bir yanıt almadım. Hatta Sardes’in kazı başkanlarından biri, mimardır aynı zamanda. O, “Hiç aklımıza gelmemişti. Evet orası kesinlikle öyle olmalı dediği çok nokta oldu. Sonra Limyra kazı başkanı derslerde kullanmak istedi benim çizimlerimi, çok hoş bir durum. Çok memnun oldum. Doğru bir mantık kurmuşum. Elimdeki veriler o kadar yetersiz ki, onlardan bunların çıkması hocaları en çok bu şaşırttı. Ortada 4 duvar bile olmayan yerler vardı. O galiba mesleki bir alışkanlık. Mimar olmasam böyle bir şey yapamazdım. Ayrıca uzun süre şantiyelerde çalışmamın etkisi de büyük. Bu tür çalışmalar yapmasam mümkün değil, yapılara yorum yapabileceğimi zannetmiyorum.”

Sergide her yapının özel hazırlanmış video animasyonlarını da izleyebiliyorsunuz. Böylece gözünüzde daha kolay canlanıyor.

Çiğdem Öner, sergiyi gezenlerin izlenimlerinden de çok memnun: “Geri dönüşler de güzel oldu. Çoğu insanın bilmediği bir konu bu şu anda. Seferad Yahudisi olduğumuz için 500 yıl var hep kafamızda. Aslında Anadolu’daki Yahudi varlığımız 500 yıldan çok eski. Bu çalışma M.Ö. 5. Yüzyılla M.S. 11. yüzyılı kapsıyor. Bu şu an ulaşabildiğimiz, belki öncesi de var ama onu henüz bilmiyoruz. Son olarak bu sergi fikrime inanan, beni sonuna kadar destekleyen özel isimlerden bahsetmek istiyorum, sergi paftalarını tek tek inceleyerek, bizi yönlendiren bilim danışmamız Dr. Siren Bora, saha çalışmalarına bizzat destek veren, Doğan Pinhas, Rubi Asa, sergideki muhteşem Sardes maketi ve animasyonlar için Hayim Beraha, sergi girişinde sergimizi daha iyi ifade edebilmek için hazırlanmış video için Ariel Goldenberg, onlar olmasa bu kadar kapsamlı bir çalışma asla ortaya çıkamazdı.”

TAŞLARA KAZINAN YAHUDİ KİMLİĞİ

Küratör: Çiğdem Öner

Sergi Koordinatörü: Nisya İşman Allovi

Bilim Danışmanı: Dr. Siren Bora

Sergi Ekibi: Doğan Pinhas, Rubi Asa

Maket ve Animasyon: Hayim Beraha

Sergi Tanıtım Videosu: Ariel Goldenberg

Destekleyenler: 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi

Almanya Başkonsolosluğu

Heinrich Böll Temsilciliği

Yer:  Zulfaris Sinagogu Karaköy-İstanbul

Giriş Ücreti: 30 TL

Nilgün Yavuz
Metin Yazarı