10136

Metrobüs Geyikleri 4

Akşam iş çıkışı saatinde Mecidiyeköy'den kendimi zar zor bir 'BZ'ye attım. 'Attım' diyorum çünkü yoğun saatlerde metrobüse binmenin ne demek olduğunu bilenler bilir, bilmeyenler de umarım öğrenmek zorunda kalmazlar. 'BZ' metrobüsün Beylikdüzü- Zincirlikuyu hattı.

Mutluyum, çünkü Avcılar'da aktarma yapmak zorunda kalmayacağım. Ön kapıdayım. Tutacak bir yer bulmakta zorlanıyorum ve kapı her açıldığında üç-beş kişi kapıyla birlikte hareket ediyoruz. Mutluyum çünkü spor da yapıyorum. Yolculuk mutlu devam edecek derken arkamdan bir ses 'nerdesin ..... eve git lan....., cumartesi seninle görüşücez...., kapat telefonu' diyor. Oldum olası kalabalık ortamlarda yüksek sesle telefonla konuşanlara gıcığım. Bir de bu kaba kelimeler iyice sinirlerimi bozuyor. Bir kaç dakika sonra yine aynı ses 'nerdesin..., kim var yanında...., sana eve git demedim mi lan' diye yine telefonla konuşmaya başlıyor. Kiminle konuşuyor acaba diye düşünüyorum. Hislerim bir kadın diyor ama sürekli 'lan' demesi kafamda bir soru işareti yaratıyor.

Ben tam bunları düşünürken o; 'A... eve git lan' diyor. A'yla başlayan isim bir kadın ismi. Daha fazla dayanamayıp dönüyorum ve suratına bakıyorum. Artık nasıl baktıysam, bana sert bir tonla 'neyden rahatsız oldunuz' diyor. Ve erkek şiddeti başlıyor. Başlıyor diyorum çünkü benim kalp atışlarım hızlanıyor tekrar önüme dönerken 'kabalığınız olabilir mi' diyorum ama o kadar cılız bir sesle söylüyorum ki, sadece ağzım mı oynuyor yoksa beni duyuyor mu emin değilim. Bu şekilde konuşan birinin neler yapabileceğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. O kadının uğradığı sözlü şiddete tanık oldum. Bu adam bu kadına her türlü şiddeti uyguluyor olabilir veya uygulama potansiyeline sahip. Kolu omuzumun üstünden demire tutunuyor. Koluna bakıyorum jilet izleriyle dolu... Ayrıca dövme yapmayı da ihmal etmemiş. Ne dövmesi yaptığını anlamaya çalışıyorum ama tişörtünden tam göremiyorum... Büyük tehlike altındayız: evde, sokakta, her yerde...

Nejla Ölmez
Editör