5019

Sadece Kilimlerin mi Dili Var?

“Biz acımızı, türkümüzü, sevincimizi ilmeklerle işleriz. Gözyaşımızla dokuruz kilimleri, mektup yazar gibi anlatırız duygularımızı”. Bu sözler genellikle halı ya da kilim dokuyanların sözleridir. Hepimiz duymuşuzdur bu duygu dolu sözleri. Ama kimse kumaşların sözlerini dinlemez.  İnsan zevkinin tartışılmaz çeşitliliğine hizmet eden türlü renkler, desenler…  Kimisi neşe dolu, kimi asık suratlı, kimi son derece ciddi, kimi aşkı anlatan, kumaşı kumaştan ayıran renkler, desenler. Ama artık herkes bazı kumaşların ne anlattığını biliyor. En azından bazılarımız biliyoruz.

Anlamayanlar için özellikle gözümüze sokuluyor. ‘Bu bizim bilinçaltınıza yerleştirme metodlarımızdan biri’ diyorlar. ‘Anlayın artık, burada “Ben” yok “Biz” varız’ diyorlar.

Zavallı desenler, renkler. Üretilirken güzel günlerde giyilmesi dilenen kumaşlar. Siz de tıpkı birçok insanın özel anılarında yer alan bazı müzik parçaları gibi artık bir düşünceye, bir ideolojiye aitsiniz. Forma gibi kullanılan kumaşlar. Desenleriniz beynimize, ruhumuza acı veriyor. Kimin giydiği değil, neden giyildiği bilinen kumaşlar. Nerede ve kim tarafından giyiliyorsa eski Nazi dönemi gibi ne anlama geldiği sadece o cemiyetten olanların bildiği kumaşlar. Parola yerine geçen kumaşlar. Kimlik olarak kullanılan kumaşlar.

Sizi de, anlattıklarınızı da sevmiyorum. Siz de beni sevmeyin lütfen.