Kınalıada
17 senelik Gökdeniz Plates'in geleneksel kapanış yemeğini İstanbul’a en yakın adada yapalım istedik. Eski adı Proti ve Akoni olan Kınalıada ‘kınalı’ adını, demir ve bakır madenlerinin etkisiyle toprağının kızıllaşmasından alır. Bizans dönemindeki savaşlarda başarısız olan prenslerin sürgün edildiği yer olarak tarihte bilinir. Bu sürgünlerin en bilineni ise Romen Diyojen’dir.
Büyükada ya da Heybeliada ile kıyaslandığında dümdüz bir ada. Tepeleri ve yokuşları diğer adalara göre daha az. Kınalıada’da fayton bulunmuyor. Görmek istediğiniz yere yürüyerek gitmek durumundasınız.
Gezimize vapurdan iner inmez Ali Baran Meydanı'nda bulunan iskelenin tam karşısındaki Sirakyan İkiz Evleri ile başladık. Osmanlı döneminde mesken olarak kullanılmak için inşa edilmiştir. Üç katlı ahşap yapı Kınalıada’nın simgelerindendir. 1900'lü yıllarda Kınalıada'da yaşayan Sirakyan ailesine ait. Evlerin her birinin 11 odası bulunmakta olup, 634 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Diğeri ise Kınalıada ile özdeşleşmiş edebiyatçımız Fazıl Ahmet Aykaç‘ın (1884 – 1967) adını taşıyan ve çok başarılı bir restorasyon geçiren Taş Köşkü.
Alsancak Caddesi'ndeki Papazyan Yalısı Osmanlı döneminde mesken olarak kullanılmış. Hacıyan, Kazasyan, Hanciyan bu yol boyunca diger tarihi evler. Sahil boyunca görebileceğiniz köşker ve konaklar Osmanlı ve Ermeni aileleri tarafından yaptırılmış. Akasya Caddesi boyu Sukyas, Derunyan, Acemyan, Yazıcıoğlu, Krespi, Kordoncuyan bunlardan bazıları...
Kınalıada Camii
Adanın sağına doğru yürüyüşümüz devam ederken, Çarşı Caddesi'nde yer alan üçgen minaresi ve değişik dış yapısı ile bir yatı anımsatan ve kullanılan malzemeler açısından da ilginç mimari yapısıyla dikkat çeken Kınalıada Camii, 1963 yılında ibadete açılmış. 60’lı yıllara göre fazla marjinal. Menderes zamanında halk ibadet için camii isteyince Karaköy'de yerinden sökülen camiinin monte edilmesine karar verilir. Fakat parçaların adaya getirilirken Marmara'nın sularına düşmesiyle bu karar gerçekleşememiş. 1964 yılında Camii Derneği Turhan Uyaroğlu ve Başar Acarlı mimarlara Kınalıada Camii yaptırılmış.
Panayia Kilisesi sahil yolunda kısa bir mesafede Çınarlı Köşk Sokağında. Kilise 1886’da kurulmuş ve Tanrı’nın Kutsal Anasının Doğumuna (Genissa Panagia Theotokou) ithaf edilmiş. Kilise üç geçitli bir bazilika şeklinde ve güneyindeki avludan girilen bir narteksi var. Narteks’te Bakire Meryem’in doğumunu simgeleyen gümüşle kaplı bir ikona var. Kilisenin orta kısmını mabetten ayıran ikona duvarında (Iconostasis) gümüşle kaplı başka ikonalar da bulunuyor. Kazılardan çıkan, bir kısmı hala bahçesinde duran mermer kalıntılara göre, Bizans döneminin şöhretli "Aşağı Manastırı" nın devamı olduğu kabul edilmektedir. Kilisede 7-8 Ekimde Bakire’nin doğumu yortusunu kutlamakta...
Adalar’daki tek Ermeni Kilisesi olan Surp Krikor Kilisesi 1857 yılında, Ermeni nüfusun adalarda yoğunlaşmasıyla açılmış.
Manastır Tepesi ve Koyu
Diğer adıyla Rum Ortodoks Hristo Manastırı. Yüksek bir tepeye kurulmuş manastıra ulaşmak için yaklaşık 30 dakika yokuş çıkmanız gerekecek. 1071 yılında Malazgirt’te Alparslan’ın ordularına yenilen Romen Diyojen’in sürgün edildiği yer. Diyojen’in mezarının da bugünkü yetimhanenin hemen yanında olduğu söylenmektedir. Hristos Metamorphosis Manastırı XX. yüzyılda, bir süre bir yetimhaneye, I. Dünya Savaşı sırasında askeri bir karargaha çevrilmiş ve 1917 Rus Devrimi sırasında da Beyaz Ruslara ev sahipliği yapmış. Bu tepede bulunan Manastır Koyu ise kuzeyindeki "büyük" ve "küçük" maden çukurları ile dikkat çekmekte.
Ermeni Cemaatinin yoğun olarak yaşadığı Kınalıada'daki hoş mekanlardan biri Jash Kınalıada. Yemeğimizi burada yemeği tercih ettik. Limandan sağ dönün Jash sol kolda. Ermenice'de Jash (Caş) yemek anlamına geliyor. Deniz kenarındaki masalarda mis gibi deniz havası ve taptaze balık lezzetli salataları mezeleri güzel sunumu ve samimi personeli ile bence adadaki en doğru yer.
Dondurmalarımızı Yeşil Roma Dondurmacısı'ndan alıp, kahvelerimizi Koço Asimiyadis’in 1950 yılında Kınalıada’da kurduğu sonradan, İstanbul’un pek çok semtinde şubesi açılan Bahar Pastanesi'nde içerken uzakta beliren vapur artık bu sevimli adadan ayrılma vaktinin geldiğini hatırlatarak bugünkü gezimizi tamamladık.
Akşam vapur yanaşır iskeleye
Karabalıklar gider istemeye istemeye
Gittiğiniz için üzülmeyin sakın
Daha kalabalık gelebilirsiniz seneye
Şair: Şefik Özden (2015)