Geçmiş Benden Giderek Uzaklaşıyor
Kışın çocukken bisikletime atlayıp terkedilmiş plaja giderdim.
İnsanlar, şezlonglar, tekneler yok. Bomboş bir kumsal. Yazın o kumsalı nasıl seversem kışın da aynı şiddette severdim. O terkedilmiş hali hem içime dokunurdu hem de o sessizlik içime iyi gelirdi. Bisikleti bir kenara bırakıp kumlara ayak izlerimi dağınık bırakarak otururdum.
Şimdilerde yerinde yeller esen tam soldaki yüksekçe kayalığa dalgalar vururdu. O görüntüye hep hayran olmuşumdur. Hep.
Dolunayı da her gördüğümde sevinirim, sanki ilk kez görüyor gibi, ya da yağmur bulutları toplanmaya başlayıp etrafa bir pus çökmesini de... Akşamüstu insanın gözünün içine giren güneşten de nefret nefret nefret ederim.
Ama işte bütün bu sıradan çok sıradan hep olur hava durumu, ayın konumu, bulutların rengi vs içinde en en en çok sevdiğim dalgaların bir kayalığa çarpıp beyazlaşarak suya dönmesidir.
Doğumgünüm yaklaşıyor.
Biriniz de bana kayalara çarpan dalgaların anısını getirin.
Çünkü geçmiş benden giderek uzaklaşıyor.