2417

Boşver Be Güzelim

3 Martta sinemalarda, fakat Şubat bitmiyor. Güya kısa ay. Merakla bekliyorum ne anlattığını bilmeden. Ne anlattığının da pek bir önemi yok, çünkü Ferzan Özpetek filmlerinin konuları değişse de hissettirdiği aynıdır. Bir kutu Prozac içmiş ya da Pasifolara şurubu kafaya dikmiş gibi olunur. Öyle bir hafiflik.

Hayatınızda ne kadar boktan şey olursa olsun, kalabalık arkadaş grubuyla yenen bir yemek bütün dertleri unutturur. Kötü olaylar gelir geçer kalıcı olan arkadaşlardır. Kocaman bir masada birlikte yenen yemektir esas olan der bütün filmleri.

Filmlerindeki bu pozitif havanın Ferzan Özpetek'in şahsında direkt muhatabı olmuşluğum var.

Twitter'da her sabah Serra Yılmaz ile birbirlerine İtalyanca günaydın diyorlardı. Ben de uzun süre bu buongiorno'ları okuduktan sonra bir gün ortaya yazdım.

"Ferzan Özpetek ile Serra Yılmaz'ın birbirlerine İtalyanca günaydın demeleri"

Bu upuzun cümle kısaca "uyuzsunuz" diyordu. Türkçeden türkçeye çevirisi buydu.

Ve ne oldu?

Ertesi sabah Ferzan Özpetek bana twitterdan "günaydın" yazdı. Türkçe!

Ben ona uyuzsun dedim, O bana günaydın dedi.

İşte filmlerindeki hava tam olarak bu!

Boşver be güzelim hayat güzel!

Kavga etmeye değmez!

Günaydın!