Nigar'ın 51. Günü
Nigar eve döndüğünde ağlamaktan gözleri şişmişti. Makyajını bile doğru dürüst silmeden çıkmıştı pavyondan. Usulca girdi içeri. Işığı yakmamıştı. Annesine bile bakmadan banyoya gitti. Kendisini kirlenmiş hissediyordu. Yüzünü sabunla yıkadı. Odasına geçip kapıyı kapattı. Kendini yatağa attı. Neyse ki yarın pazar diye düşündü. Gözlerinden akan yaşlar yastığı ıslatırken derin bir uykuya daldı.
-o-
Hamza uyandığında gün çoktan aydınlanmıştı. Annesi gülümseyerek ona bakıyordu. Hemen fırlayıp ateşini kontrol etti.
HAMZA- Nasılsın annem?
MÜNEVVER- İyiyim oğlum çok iyiyim.
HAMZA- Uyukalmışım, kusura bakma.
MÜNEVVER- Ne kusuru oğlum. Belli ki çok yorgundun. Hem benim için daha iyi oldu, bütün gece seyrettim oğlumun o güzel yüzünü.
Hamza utandı. Saatine baktı.
HAMZA- Bütün gece mi uyudum? Hay yarabbim.
Aklına Nigar geldi. Telaşlandı. ‘İnşallah başına bir şey gelmemiştir’diye düşündü.
MÜNEVVER- İşin mi vardı oğlum?
HAMZA- Yani yoktu ama… Neyse, sen iyisin ya.
Münevver gülümsedi. Hamza dışarı çıkıp telefonunu çıkardı. Bir numara çevirip bekledi. Kendine kızdığı belliydi.
HAMZA- Ahmet, uyuyor muydun? Neyse, dün gece gelemedim, bir terslik yok değil mi?
AHMET- (ses) Yok abi rahat ol. Dörtte kapattık mekanı. Hesaplar da kontrol edildi.
HAMZA- Onu sormuyorum.Nasıl soracağını bilemeden sessiz kaldı bir süre.
HAMZA- Nigar’ı eve bıraktınız değil mi?Kısa bir sessizlik oldu.
HAMZA- Sana bir şey sordum Ahmet!
AHMET- (ses) Bıraktık abi merak etme.
HAMZA- Niye sustun o zaman? Bir şey mi oldu?
AHMET- (ses) Yok abi,şey, garsonlardan biri azıcık rahatsız etmiş ama merak etme icabına baktık biz. Rahat ol.
Hamza telefonu kapattı. Koridorda ileri geri yürüdü.
HAMZA- Ben ne yapacağım şimdi? Ya bir daha gelmezse?
-o-
Ferit gün ışığı yüzüne vurunca gözlerini açtı. Yine salonda uyumuştu. Mutlulukla gerindi. Yüzünü yıkamak için kalktı. Yatak odasının önünden gecerken hala uyumakta olan Keriman’ı gördü. Sessizce banyoya geçti. Aynada kendisine baktı. Mutluydu. Keriman içeriden gelen su sesiyle uyandı. Kalkıp kalkmamakta kararsız kaldı. Sonra kalkıp sabahlığını giydi. Mutfağa gidip çay suyu koydu. Ferit’in banyodan çıktığını anladı. İçeri gitmemek için kahvaltı hazırlamaya başladı. Bir yandan onunla konuşmak istiyordu, bir yandan da karşılaşmak istemiyordu. Çayı demledi. Ferit mutfağın kapısına geldi.
FERİT- Günaydın Keriman.
KERİMAN- Günaydın. Giyinmişsin, bir yere mi gidiyorsun?
FERİT- Evet hastaneye gideceğim.
KERİMAN- Ama bugün pazar? Kahvaltı hazırlamıştım.
FERİT- Biliyorum. Hamza’nın annesi hastanede. Onu kontrol etmem lazım. Sen keyfine bak.
Keriman’ın cevap vermesini beklemeden çıktı. Keriman sokak kapısının kapanma sesini duyunca öfkeyle kahvaltı masasını dağıttı. Bağıra bağıra ağlamaya başladı.
ARKASI YARIN......
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.