3934

Nigar'ın 69. Günü

Nigar akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkarken düşünceliydi. Birazdan pavyona gidecekti ama çocukların hiç uyumaya niyetleri yok gibiydi. Ellerini kurulayıp salona geçti. Çocuklar koltuklara yayılmış televizyon seyrediyorlardı. Lale’nin yanına oturup sarıldı kıza.

NİGAR- Yatmıyor musunuz?

LALE- Şu dizi bitsin yatacağım ben.

SİNAN-Ben seni bekliyorum hala.

NİGAR- Neyimi bekliyorsun?

SİNAN- Bu gece çalışmaya gitmeyecek misin?

Nigar göz ucuyla annesine baktı.

NİGAR- Gideceğim. Ama sen beni niye bekliyorsun onu anlamadım? Arkamdan su mu dökeceksin?

Lale güldü.

SİNAN- Yok be hala, seni götüreyim, gece gece…

NİGAR- Bak bak büyümüş de halasını koruyacakmış.

SİNAN- Ne sandın?

NİGAR- Deli deli konuşma. Daha önce nasıl gidiyorsam yine öyle giderim. Sen yat uyu, yarın okulun var.

SİNAN- Ne olacak ki? Seni götürür gelirim. Nerede gideceğin ev?

NİGAR- Oğlum saçmalama. Yat uyu, iş çıkarma başıma. Bir de senin derdine düşmeyim, nasıl dönecek bu bebe diye.

SİNAN- Ya hala, ne olacak?

Nigar ayağındaki terliği çıkarıp fırlattı Sinan’ın kafasına. Lale kıkırdadı.

NİGAR-Sus len! Git bana bir kahve yap, köpüğü bol olsun.

-o-

Hamza pavyonda hazırlıkları kontrol ediyordu. Bir kenardan sakız çiğneyip sigara içerek kendini seyreden Mehtap’ı gördü. Hemen kafasını başka tarafa çevirdi.

HAMZA- Oğlum bana viski getir!

GARSON- Emredersin abi.

Hamza sahnede prova yapan çalgıcıların yanına gidip onları dinlemeye başladı. Mehtap arkasından yanaştı.

MEHTAP- Bana da ısmarlasa. Eski günlerdeki gibi.

Hamza bir pisiliğe bakar gibi baktı kadına.

HAMZA- Sıçtırma eski günlerine Mehtap! Düş yakamdan.

Mehtap bozuldu, gözleri doldu.

MEHTAP- Bu kadar hayvan olmana gerek yok! Ne oldu? Nigar hanım yine…

Mehtap lafını tamamlayamadan suratının ortasına tokatı yedi.

HAMZA- Defol git gözümün önünden! Bir daha da Nigar’ın adını ağzına alma!

Bu esnada çalmayı bırakan müzisyenlere dönüp bağırdı.

HAMZA- Ne duruyorsunuz ulan! Ayı mı oynatıyoruz burada!

Müzisyenler korkuyla çalmaya başladıklarında Mehtap ağlayarak içeri kaçtı.

-o-

Nigar ayakkabılarını giyip evden çıkarken Sinan konuşmaya devam ediyordu.

SİNAN- Hala bari dolmuşa kadar geleyim. Ne olursun?

NİGAR- Ya oğlum deli etme beni ya! Bu saatte ne dolmuşu?

SİNAN- Ee, yürüyerek mi gideceksin?

NİGAR- Yok! Balkabağı araba olacak, fare prensler kapımı açacak! Kaç kere söyleyeceğim, caddeden şöförü alıyor kadının diye?

SİNAN- E tamam oraya kadar geleyim?

NİGAR- Şimdi kafanı kıracağım ha! Sen evdekilere göz kulak ol yeter!

Çocuğu içeri itip kapıyı çekti. Karanlık sokaklarda hızlı hızlı yürümeye başladı.

Sinan ne yapacağını şaşırdı.

SİNAN- Ne yaptım ya ben şimdi?

LEYLA- Oğlum kızdırma halanı. Zaten yoruluyor. Hadi bana bir su getir sen.

LALE- Ben getiririm babaanne.

Sinan kendini koltuğa atıp boş boş televizyona bakmaya başladı.