Nigar'ın 63. Günü
Nigar salona girdiğinde donup kaldı. Lale, Leyla’nın koynunda, Sinan ise koltukta kıvrılıp uyumuştu. Ne yapacağını düşündü hızla. Annesi gözlerini açtı ve sus işareti yaptı. Nigar ışığı söndürdü, Sinan’ın üstünü örttü. Bir suçlu gibi gitti odasına. Yatağın üstüne oturdu. İşte sonunda olmuştu. Çocuklara yakalanmıştı. Karanlıkta çantasından çıkardığı parayı dolabına sakladı. Usulca banyoya gidip elini yüzünü iyice yıkadı. Bu gece kendini daha kirli hissediyordu. Üzerindeki sigara ve parfüm kokusundan tiksindi.
-o-
Bütün gece gözünü kırpmamıştı. Gün ağarmaya başlarken usulca banyoya gitti. Hızlıca duş aldı. Salondakiler uyuuyordu. Gücü yerine gelmişti. Açık vermeyecekti. Mutfağa gidip çayı koydu. Kahvaltıyı hazırladı hızla. Sonra salona hiçbir şey olmamış gibi girip çocukları uyandırdı.
NİGAR- Aaa, şunlara bak! Hala uyuyorlar! Kalkın çabuk!
Sinan sıçrayarak kalktı koltuktan. Halasının boynuna sarıldı. Nigar çocuğa sarılırken gözü Lale’ye takıldı. Kızın ağlamaktan yüzü gözü şişmişti. Sinan’ın da ağladığını fark etti.
SİNAN- Halam benim, canım halam. İyi misin? Bir daha hiç üzmeyeceğim seni söz!
NİGAR- Dur bakıym size. Niye ağladınız siz? Bir şey mi oldu? Anne?
SİNAN- Hala valla bir daha bir şey istemeyeceğim. Çalışma geceleri olur mu?
Lale suçlu gibi oturuyordu. Nigar gidip kıza sarıldı.
NİGAR- Hadi bakalım bunları sonra konuşuruz. Biriniz çayları koysun.
SİNAN- Ben koyarım hemen.
LALE- Hala…
SİNAN- Gece evde seni göremeyince…
Nigar birden hatırlayıp ayağa fırladı.
NİGAR- Gece değil mi eşşeğin sıpası? Neredeydin ulan sen? Aramadığım kimse kalmadı. Kalbime indirmeye niyetin mi var senin? Bir de gece göremeyince diyor!
Sinan geceyi düşününce bembeyaz oldu.
SİNAN- Hala…
NİGAR- Başlatma şimdi halana! Kimlerleydin gece? Ne bok yedin söyle çabuk!
SİNAN- Hala biz sinemaya…
NİGAR- Kaçta bitiyor bu zıkkım sinema? Ben çıktığımda saat…
Sustu. Çok açık vermek istemiyordu.
NİGAR- Hala içki kokuyorsun ulan! Ben gece gündüz elalemin pisliğini gidip içki zıkkımlan diye mi temizliyorum ha!
SİNAN- Hala…
NİGAR- Oğlum başına bir iş gelse seni nerede bulacağımı bile bilmiyorum ya!
O sırada annesiyle göz göze geldi. Leyla’nın gözlerinde aynı korkuyu gördü. Çok ama çok utandı. Lale yeniden ağlamaya başlamıştı. Toparlandı.
NİGAR- Neyse hadi çayları koyun, geç kalmayalım.
Lale’ye baktı. Kız perişan görünüyordu.
NİGAR- Lale… İstersen sen bugün gitme okula. Dinlen biraz.
LALE- Yok hala. Sınav var bugün.
NİGAR- Tamam hadi gidin temizlenin giyinin.
Çocuklar çıkınca annesinin yanına gidip sarıldı.
NİGAR- Sonunda yakalandım.
LEYLA- Nigar, artık gitme kızım. Dayanamıyorum. Korkuyorum başına bir şey gelecek diye.
NİGAR- Biliyorum anne. Az kaldı.
LEYLA- Bana anlat artık.
Nigar annesinin yüzüne baktı. Artık bir şey saklayacak gücü kalmamıştı.
NİGAR- Anne… Akşam anlatacağım sana her şeyi, söz.