Nigar'ın 52. Günü
Lale halasının odasına girdiğinde saat neredeyse on olmuştu. Nigar baygın bir şekilde uyuyordu. Herkes çoktan kalkmış hatta kahvaltıyı bile hazırlamışlardı. Halasının yüzüne dökülen saçları yavaşca topladı. Bir şey dikkatini çekti ve yüzüne yaklaştı. Göz kapaklarında makyaj kalmıştı. Lale şaşkınlıkla elini halasının göz kapaklarına uzatıp dokundu. Nigar sıçrayarak uyandı. İkisi de aynı anda korktular.
LALE- Ay halaaa! Aklımı çıkarttın.
NİGAR- Asıl sen benim aklımı çıkarttın, ne yapıyorsun?
LALE- Kahvaltı hazır,kalk hadi diyecektim. Sonra…
Nigar sinirle üstündeki yorganı attı.
NİGAR- Sonra ne?
LALE- Sen makyaj mı yaptın?
Nigar bu soru karşısında kalakaldı. Birden geceyi hatırladı. Elini yüzüne götürdü. Sonra gözü yerde duran çantasına kaydı. Para zarfı, açık çantanın içinde görünmekteydi. Korkuyla fırladı.
NİGAR- He ne sandın? Makyaj yaptım, sevgilimle buluştum gece! Ama bu esprisi Lale’nin yüzünde tokat gibi patladı. Nigar kızın yüzünden geçen endişeyi görüp iyice çaresiz kaldı.
NİGAR- Aman be sen de! Serseme çevirdin sabah sabah beni! Kızım gece yarısına kadar birlikte film seyretmedik mi? Makyajı nereden çıkardın? Bir yandan konuşurken bir yandan çantaya doğru gitmeye çalışıyordu. O sırada içeri giren Sinan kendini yatağın üstüne attı.
SİNAN- Amma konuştunuz be! Açlıktan bayılacağız şimdi.
NİGAR- Hah! Bir sen eksiktin! Ayağıyla zarfı çantanın içine itti.
NİGAR- Hadi çıkın da üstümü değiştireyim, koyun çayları.
Çocuklar odadan çıkınca derin bir oh çekip aynada kendine baktı. Gerçekten makyaj izi vardı. Korkuyla silmeye başladı. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Yerdeki çantaya baktı. Ağzını sıkı sıkı kapatıp dolabın derinliklerine sakladı. Odadan çıkıp salona girdiğinde annesi ile göz göze geldi. Konuşmadan mutfağa gitti.
-o-
Hamza elinde telefon, koridorda bir ileri bir geri yürüyordu. Nigar’ı aramak istiyordu ama cesareti yoktu. Ferit koridorun ucundan onu görünce gülümseyerek hızlandı.
FERİT- Hamza! Hamza suçüstü yakalanmış gibi telefonunu cebine koydu.
FERİT- Günaydın! Münevver teyze nasıl?
HAMZA- Daha iyi. Sağol.
FERİT- Sen iyi misin? Rengin bir tuhaf? Tansiyonun falan nasıl? Bakalım mı?
Hamza Ferit’in ilgisinden sıkıldı.
HAMZA- Yok bir şeyim, iyiyim. Annemi çıkartabilir miyim bugün?
FERİT- Bir muayene edelim, ona göre konuşalım. Ama bence bu gece de kalsa iyi olur.
Ferit odanın kapısını açıp, Hamza’ya yol verdi.
HAMZA- Ben birazdan gelirim, birini aramam gerekiyor.
FERİT- Tamam.
Ferit içeri girince Hamza Nigar’a mesaj yazmak için telefonunu çıkarttı.“ Dün akşam olanlar için kusura bakma. O şerefsizin icabına bakıldı”Bir an düşünüp yolladı mesajı.
ARKASI YARIN......
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.