Nigar'ın 58. Günü
Bütün aile yemek masasındadır. Sinan dışında kimsenin neşesi yoktur.
SİNAN- Hala nasıl ama ayakkabım?
NİGAR- Oğlum anladık tamam, dünyanın en güzel ayakkabısını almışsın anladık. Hadi yemeğini ye.
LEYLA- Bozma çocuğun keyfini.
SİNAN- Yani hala. Siz ne yaptınız bugün?
NİGAR- Alışveriş falan filan. Senin arkadaşın geldi bugün, Cem. Konuştun mu?
Lale dikkat kesildi.
SİNAN- Kim?
NİGAR- Şu arabası olan çocuk.
SİNAN- Cem mi?
NİGAR- Evet.
SİNAN- Aa? Sabah konuştuk niye gelmiş ki?
Nigar göz ucuyla Lale’ye baktı.
NİGAR- Sen kimleydin peki?
SİNAN- Ben mi? Hiiçç.
NİGAR- (gülerek) Nasıl hiç? Kimleydin ulan?
SİNAN- Ya hala uzatma, ince iş işte.
NİGAR- Oooo? Anlat anlat eğlenelim biraz.
Lale konunun değişmesiyle rahatlamıştı. Leyla’yla göz göze geldiler.
-o-
Selma masayı toplarken Hayri uzandığı koltuktan çocuklara baktı. Ellerindeki oyuncakları ilk defa görüyordu.
HAYRİ- Kız! Nereden çıktı bu oyuncaklar?
Selma tedirgin,
SELMA- Ha onlar mı? Nigar almış çocuklara.
Hayri yattığı yerden doğruldu.
HAYRİ- Allah Allah? Hangi dağda kurt ölmüş?
SELMA- Ne diyorsun akşam akşam Hayri ya?
HAYRİ- Diyorum ki, hangi dağda kurt ölmüş de Nigar çocuklara hediye almış? Bayram değil seyran değil.
SELMA- Ne bileyim içinden gelmiş işte. Ne var bunda?
HAYRİ- Ne mi var? Kendi gırtlaklarını zor doyuruyorlar!
SELMA- Ya işte annesine göz kulak oluyorum diye…
HAYRİ- Yani annesine hizmetçilik yapıyorsun diye! Kızım teşekkür edecekse böyle ota boka harcayacağına para versin sana! Hiç değilse yaptığın işin bir adı olur!
SELMA- Saçmalama Hayri.
Hayri çocuğun elinden oyuncağı alıp bakar.
HAYRİ- Pazar işi de değil. Ne o? Zam mı yapmışlar Nigar’a?
SELMA- Ne bileyim ben be?
HAYRİ- Çıkar yakında kokusu.
Selma ürperdi. Masa örtüsünü toplayıp hızla çıktı salondan.
-o-
Gece Lale’yi uyku tutmuyordu. Gündüz olanları düşünürken içeri usulca halası girdi. Lale’nin yanına kıvrıldı. Yüzyüze durdular bir süre. Nigar kızın saçlarını okşadı.
NİGAR- Lale? Ne derdin var senin kuzum? Hadi anlat bana.
LALE- Gerçekten yok bir derdim hala.
Sessizce baktılar birbirlerine.
NİGAR- Bugün Cem niye gelmiş buraya acaba?
Lale tedirgin oldu.
LALE- Ne bileyim ben ya?
Nigar gülümseyerek öptü kızı. Yataktan kalktı.
NİGAR- İyi geceler kuzum.
Nigar çıktıktan sonra Lale utançla kapattı gözlerini. Halası anlamıştı işte. O sırada Cem’den mesaj geldi. Panik içinde buldu telefonu.
“ İyi uykular’. Lale’nin kalbi yine sevinçle atmaya başladı. Cevap yazmadan yastığının altına koydu telefonu.
-o-
Sabah evden çıkarlarken Nigar annesini öper.
NİGAR- Duydun mu anne? Münevver hanımı hastaneye kaldırmışlar.
LEYLA- Aa, ne olmuş kadıncağıza?
NİGAR- Bilmiyorum, iş çıkışı uğrayacağım. Hadi görüşürüz.
LEYLA- Nigar, bu gece…
NİGAR- Evet anne.
Çocuklar duydu mu diye bakındı. Sinan içeriden süslenmiş halde geldi.
SİNAN- Çıkıyorum ben, akşama görüşürüz.
NİGAR- Geç kalma akşama.
SİNAN- Belki takılırız hala ya.
NİGAR- Olmaz her gece her gece. Hem ben hastaneye uğrayacağım Münevver hanım için. Erken gel Lale’ye yardım et yemek için.
SİNAN- O yapar hala ya.
NİGAR- Sinan!
SİNAN- Tamam tamam, hadi kaçtım ben.