2371

Ben Bir Bütünleyip Geleyim

Neredeyse bütün okul hayatım boyunca matematik dersinden bütünlemeye kaldım. Yaz ayları benim için denize girmek ve matematik dersi almak demekti.

İki kulaç bir formül.

Anlamıyordum işte, dx/dc= xy gibi formüller bana haddinden fazla karışık geliyordu. Bize okuttuklarına göre demek ki öğreniliyordu ama ben öğrenemiyordum. Gazetede çıkan solak haberlerine bakardım. Algıda seçicilik.

"Solaklar daha zeki", "yeni yapılan bir araştırmaya göre solakların konuşma yeteneği daha fazla", "solakların hafızaları daha güçlü" "solaklar daha hızlı düşünüyor" "solaklar daha iyi sevişiyor". Bu sonuncuyu attım.

İşte bu haberleri okurdum ve umutsuzca bir gün şöyle bir haber çıkmasını beklerdim;

"Solaklar matematikten anlamıyor". Bilimsel bir kanıt. O zaman diyebilirdim ki, konserve açacağı, cezve, makas bana ters geliyor, matematikte öyle bir şey. Gazetede öyle bir haber hiç çıkmadı. Ben her yıl bütünlemeye kaldım. Paşa paşa ders aldım. Sonra şunu fark ettim, solak olmamla tabii ki bir alakası yoktu, ben soyut düşünemiyordum. Buydu.

Soyut düşünemediğim için çocukken matematikten bütünlemeye kalırdım. Şimdi üstü kapalı konuşmaları anlamadığım için bütünlemeye kalıyorum. Biri üstü kapalı bir şeyler söylediğinde eve gidip söyleneneni bütünlemeye çalıştığım için bütünlemeye kalıyorum.

Çok karışık. Çok zor. Çok soyut.