Komşuluk Ölüyor mu?
Komşuluk ölüyor mu?
Yeni taşınan komşum evinde müzikli, misafirli çok güzel bir parti verdi. O kadar güzel sesler geliyordu ki acaba kapısını çalsam, hoş geldiniz desem ve tanışsam mı dedim ama ya komşuluk ilişkilerinden kaçan ya iş arkadaşları ile birlikte olmak arzusu kadar komşuluktan haz almayan, komşuluk ilişkisi istemeyen kişilerden biriyse diyerek içim buruk vazgeçtim.
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “Ev alma komşu al”, “Komşu da pişer bize de düşer” diye dilimizde bir sürü söz var. 15. İstanbul Bienali teması “İyi bir komşu, nadiren gördüğünüz birisi midir?” sorarken bizleri komşuluk ilişkilerine dair farklı duygulara itiyor. Aslında aileden, akrabalardan daha çok karşılaştığımız insanlar komşular.
Karşı dairenizde oturanların adını, soyadını kaç kişi söyleyebiliyor? Yıllarca aynı apartmanda oturan komşular vardır ama birbirleriyle konuşmazlar. En ufacık şeyde komşusuna küserler, kapısına dayanırlar. Asansörde yan yana gelseler bakmazlar, günaydın-iyi günler gibi kavramları yoktur. Başlarını çevirirler birbirlerine.
‘Akşam evdeyseniz size oturmaya geleceğiz’ cümlesini kuran şanslı çocuklardanım. Misafir mi geldi? Ve o an yağ, şeker, tuz vb. bir şeyin eksik olduğunu veya bittiğini mi fark ettiniz? Komşu sizin acil durum çantanızdı. Ebeveynlerim evde yokken kontrole gelen, elektrik kesildiğinde anında kapıyı çalan komşularımız vardı... Tatile giderken anahtarımızı verdiğimiz, evimize girip çiçeklerimizi sulayan… Ben böyle komşuluklar gördüm.
Samimi ilişki içeren komşuluklar artık yok oluyor. Pandemi, sosyal medya ve bilişim teknolojileri nedeniyle tümüyle değişmiş gündelik hayat ritmi giderek komşuluk yerine geçiyor.
Aynı sitelerde oturmamıza, aynı plazalarda çalışmamıza rağmen ilişki mesafesi selam mesafesine dönüşüyor. Böyle bir gündelik hayatın içinde insani komşuluk ilişkisi, ortak alandan daha özel ve dar olana doğru değişiyor.
En sık tıkladığınız facebook hesabı, her gün ne yazmış diye baktığınız instagram fenomeni, referans aldığınız bir internet sitesi ya da bir blogger bize karşı dairemizde yaşayanlardan daha yakın artık.
Komşuluğu ve insanları seviyorsanız, komşularıma değer veriyorum diyorsanız bugün fırsat olsun. Komşu zili çalma zamanı. Komşuluk ölmedi deyin. Davet edemiyorsanız bile pişirdiğiniz bir yemeği paylaşın, tabaklar bos kalmasın.
O zaman soruyorum sizlere. Gündelik hayat içinde bir ilişki ve dayanışma formatı olarak komşuluğu nasıl güçlendirebiliriz, komşuluk üzerinden sıkıştığımız kimlik ve kutuplaşma meselelerini nasıl asabiliriz? Görüşlerinizi yorumlara bekliyorum.